Gençlik ilkbahara, Yaşlılık kışa ayar.Öyle bir kış geldi ki, Bir daha gelmez bahar.Modern insan yaşlanmaktan, yaşlılıktan korkuyor.Korkuyor, çünkü yaşlanmayı; malik olma duygusuna karşı yenilgisine yoruyor. Dünyanın hazlarından uzak kalmayı kabul etmiyor. Yaşlılığı olgunlaşmak, kemale ermek olarak görmüyor ve kabul etmiyor. Yaşlılığını kamufle etmek için her türlü bedeli ödüyor.Bedeniyle adeta savaşıyor. Kozmetik sanayinin en önemli alıcıları, kendisiyle en az barışık olanları yani bedeniyle, yüzüyle… Yüzüyle yüzleşememek, gerçek yüzünü görmeye tahammül edememek…
Yaşlılık olgunlaşmak, kemale ermek, yürüyüşünü tamamlamak…Hani son bahar gibi, sararan yapraklar misali.Kar düşer saçlarına, belki de yıldız.Kitap olur alın çizgileri, tarih gibi, her satırında bir ömür gizli. Neden yaşlılıkla aramızı bu kadar açtık. Nasıl doğamıza bu kadar yabancılaştık. Niçin artık büyüklerimiz yaşlanmıyorlar. Niye artık ak saçlı nineleri, ak sakallı dedeleri göremez olduk? Kimsenin saçına kar yağmıyor artık. Renk renk başlar artık; ister sarı, ister siyah…
Peki biz ne yapmalıyız, saçımızdaki akı, alnımızdaki çizgileri nasıl seveceğiz ya da bizi böyle de sevecek birileri var mıdır şu gök kubbenin altında? Kim elimizden tutup geçirecek karşıya, ya da gördüğünde ayağa kalkacak, sevgisinden, saygısından…
Ben yine de dağlara kar yakışıyor, iyi ki son baharda kışta var diyorum.Genç kalmayı, genç olmayı, genç görünmeyi; sadece yare dik yürüyebilmek için istiyorum.
Ziraat Müh. Yunus AKSU Aksuvital Yön.Kur.Bşk,